Metaverse Sensin
Metaverse - Dün,Bugün,Yarın
MetaVerse Sensin !
Metaverse, ve Web3.0 ilgilensek de yadsısak da hayatlarımızın merkezine geldi ve oturdu.
Durum böyle olunca da bu olgu üzerine bilgi dağarcığı geliştirmek önemli bir çoğunluk için ihtiyaç haline geldi. 2014 yılından bu yana ar-ge çalışmaları yürütüp projeler uyguladığım Sanal Gerçeklik ve bugünkü en geniş uygulama alanı ve ismiyle “Metaverse” olgusunu anlamak için çok kısa bir tarihsel yolculuk yapmak inanın hepimizin işini kolaylaştıracak. Yazımı 2 bölüm halinde çerçevelendirmek konuyu ve kronolojiyi daha net kavramamıza imkan sunacaktır.
Bölüm 1- Nedir bu Metaverse ve Nerede Bu Meret.?
Metaverse bir yer değil.. Metaverse bir oluş. Şöyle ki Metaverse evreninde aslolan tam anlamıyla “Birey” yani sensin, benim, o Metaverse. Metaverse internetin vücut bulmuş halidir. Yani tarihsel bir teşbih yapacak olursak En-el Metaverse. Web3.0 ve Metaverse ile birlikte artık insanoğlu bu kısıma çok dikkat gösterin lütfen “ Dilediği an, Dilediği yerde ve Dilediği Şekilde,halde,renkte,tipte,cinste,formda “.
Bu dijital devrim öyle yüz çevirilecek aman sen de diyebileceğiniz bir olgu değil. Özgür irade tabii ki derseniz dersiniz ancak sizi temin ederim tercihinizi böyle kullanırsanız, neticesindeki pişmanlığınızın telafisi mümkün olmayacağı gibi hasarı da onulmaz biçimde olacaktır.
O yüzden Metaverse bir oluş diyorum. Kalkın hele bi gidek şu Metaverse’e denecek bir yer değil yani üstüne bir kez daha basmak gerekirse.
Bölüm 2- Metaverse’ü Kim icat etti.? Şimdi neler oluyor ve gelecekte neler yaşanabilir.?
Metaverse 1 gecede 1 ayda 10 yılda veya sandığınız gibi Pandemi’de icat olunmadı. Metaverse bir çağ meselesi metaverse bir Zaman dilimi adeta. Metaverse olgusunu kavramak için ve ileriye dönük hipotezler ortaya koyabilmek için kısa bir kronoloji dizilimi yapalım.
İnsanoğlunun algısı %99 oranında çevresine odaklı bir canlıyken hayatına TV girdi ve bu algının %20 sini çalarak fiziki çevresiyle olan bağını ve algısını %80’e düşürdü. Derken PC’ler çıkageldi ve hop algılarımız indi %60’a, peşinden de Cep telefonları akıllı telefonlar derken insanın fiziksel çevresine olan algı ve dikkati %50’ye geriledi.
Hayata dair dijitalleşmeyen bir şey kalmadı her ama herşey 50 yıldır evriliyor. Bakın şöyle:
İş – Fabrikalar’dan Laptoplara – Yönetim Kurulu Toplantılarından Zoom Toplantılara dijitalleşti
Beşeri İlişkiler – Komşuluk, Takipçi Sayısına evrildi, Sizin gibi düşünen aynı kafadaki insanlarla en son ne zaman bi çay bahçesinde buluştunuz.? Ama hergün twitter’da, instagramda berabersiniz.
Oyun – Şu anda fortnite oynayan çocukların sayısı basketbol ve futbol oynayan çocukların toplamından birkaç kat daha fazla.
Kimlik – Artık makyaj out ama filitreler in. Aslında nasıl hissettiğin veya nasıl bir durumda olduğun değil, Instagramda nasıl göründüğün ve algılandığın daha önemli.
İş, arkadaşlık, eğlence, öz kimliğiniz herşey istisnasız dijitalleşti gördüğünüz gibi. Kripto ve NFT ile paranız ve varlıklarınız da dijitalleşme serüvenine katıldı. Artık NFT bir dijital emtiaya sahip olmak son çıkan Louis Vuitton çantayı almak demek adeta.
Dediğim gibi algımızın yarısı %50’si dijitalleşti geçirdiğimiz 50-60 sene içerisinde. Dikkatiniz odağınız neredeyse enerjiniz de aynı yere kanalize olur. Yani Dikkat ve algınızın %50’si dijitalleşmiş yaşamsal alışkanlıklarınıza odaklıysa bilin ki enerjinizin de yarısı oraya akmaktadır.
Bugün için halen akıllı da olsalar cep telefonu ile dijital hayatlarımıza erişmek onu cebimizden çıkarıp bakmak gibi az da olsa zahmetli bir uğraş gerektiriyor. O sebeple de fiziksel dünyamızın hala %50’sine vakıfız yani hala Gerçek Dünyamız, Sanal Dünyamızla denk. Hala diyorum çünkü çok yakında 1-2 yıl içinde #Apple #Google #SpaceX #Microsoft gibi bir firma bu telefonları gözünüze takacağınız şık bir dijital ekran haline getirdiğinde artık hayatlarımızın yaklaşık %90’ı dijital hayatlarımıza odaklı olacak. Dünyaya Pembe gözlüklerle bakmak deyimi belki evrilip Dünyaya Dijital Gözlüklerle bakmak olacak kim bilir.
İşte o gün geldiğinde ( tahmin 2030’da bu dönüşüm tamamlanır.) ve fiziksel algımızın dijitale rücu edişi oransal olarak %90’a ulaştığında tam anlamıyla Metaverse’in içindeyiz demektir. Yani bir diğer deyişle Sanal Hayatlarımız ve kimliklerimiz Gerçek Hayatlarımızdan daha önemli olduğu gün dönüşüm tamamlanmış olacaktır.
Bu dönüşüm olurken vagona bir yerinden binmek bence çok önemli ve önemsenmesi gereken bir konu.
Bir sonraki yazımda, Metaverse olgusuna İş dünyasında ( Moda, perakende, turizm, sanayi, eğitim, sağlık, eğlence, tiyatro, sinema, müzik, spor ) nasıl ve ne zaman entegre olmalı? Sorusuna örnekleriyle ışık tutmaya çalışacağım. O yazımı yazana kadar; Siz de işiniz ile alakalı veya yaşantınızın geleceği ile alakalı bir dijitalleşme idrakı ve arayışı içerisinde aklınızda sorularla bulursanız kendinizi, onlara ışık tutmaktan keyif alacağım.
Bana https://www.sinemaya.com/vr adresimden ulaşabilirsiniz.